Ortak Metinler

Hiç tanımadığın bir adam, hiç tanımadığın bir kadına satırlar dizer ardı ardına, uzar gider metinler. İtiraf gibi, özür gibi, kendine aynada çıplak bakar gibi. Bakarken kendi kendini infaz eder gibi. Her satırda, yavaş yavaş.

Gün gelir sen de tanışırsın bu satırlarla. Başka bir zamanda, başka bir kadına, bir romanın baş kahramanı olan kadına yazılan bu satırlarla. Yavaş yavaş gezinirken gözlerin cümlelerin üzerinde eş zamanlı olarak bir burulma hissedersin midende, ardından istemsizce gözlerin dolar. O zaman okuduğun metnin gerçek olduğunu fark etmeye başlarsın. Çünkü bu kadar pişmanlık ve acıyla yazılmış hiçbir metin kurmaca olamaz. Çünkü acı, şakacıktan anlatılamaz…

Hikayenden kaçamazsın

Herkes kendi hikayesini yazar. Farklı zamanlarda, farklı şekillerde. Ortak olan sadece metinlerdir. Ve bu duyguları bilen her kadın ve her erkek farklı hayatlara ait o ortak metinlerde gezinirken o ortak duyguları yaşarlar. Çünkü onca göz yaşı, onca sabır, onca hasret, onca kavga, onca aşk dolu satır, onca dize karışmış bir hikaye düzmece olamaz. Bazen inkara kalkanlar olabilir ama yazan için de okuyan için de bunun faydası olmaz. Yazılmış olan ortak metinler yazılmıştır bir kere. Uzamış, uzamış ve sonu belli olmayan bir hikayeye bağlanmıştır. Zamansız, plansız sadece kalp atışlarıyla gidilen kör bir yola düşürmüştür yıllarca yazılmış olan ortak metinler iki insanı.

Yeter ki başkasını sevme!

Elele yürünen o kör yol bitmesin diye hiç ara vermeden yazarlar. Yaşanan kaybetme korkusu, yazarken çekilen acının öyle önüne geçmiştir ki yazarken yaşanan ızdırabı hissetmezler bile. Ve o metinlerin satır aralarından çığlık çığlığa bir cümle atar kendini dışarı her seferinde: “Yeter ki başkasını sevme!”

İşte iki insan arasındaki bütün hikayenin özeti bu cümlede gizlidir.

“Yeter ki başkasını sevme!”

“Yeter ki başkasını sevme!” diye yazılır tüm satırlar. Aşkın itirafını en derin biçimde ifade edebilecek kelimeler yan yana getirilir defalarca. Ve yaşanan yoksunluğun tarifi farklı olsa da herkesin hikayesinde, ana fikir hep aynıdır ortak metinlerde; “Yeter ki başkasını sevme!”

Mektup

“Sevgili Bilge,
Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı. Sana durup dururken yazmak zorunda kalmasaydım. Bütün meselelerden kaçtığım gibi uzaklaşmasaydım senden de.” – Oğuz Atay, Tehlikeli Oyunlar

En derin sevgilerimle

Yeter ki başkasını sevme!

Seda Çağlayan

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s