Yelkovan akrebi daha mı hızlı kovalıyor gece olunca?
Saat kaç olmuş, haberim yok.
Denizin kenarında dalga sesleri dinlediğim şarkılara karışmış.
Boğazımda bir düğüm.
Ihlamuru sevmem ben
Şehrin sokakları ıhlamur kokuyor.
İşte yine o mevsime geldik.
Ve sevmediğim ıhlamurun sevdiğim kokusu bana nedense seni hatırlatıyor.
Gerçekten anlayamıyorum.
Seni artık sevmediğim için mi sevmediğim ıhlamurla aranda bir ilişki kuruyorum?
Yoksa içinde bulunduğum yoksunluk mu içime çektiğim bu sevdiğim kokuyla birlikte sevdiğim seni bana getiriyor?
Gerçekten, hiç anlamıyorum!
Aklımda düşünceler düğüm düğüm.
Öğrendim…
Ve ben koca bir arşivi okuyorum son bir kaç saattir.
Ne kadar çok yazmışım, ne kadar çok! Beni bile şaşırtacak kadar çok.
Bazı satırları tekrar tekrar okuyorum, gerçekten ben mi yazmışım?
Yoksa mesela Oğuz Atay’dan mı aşırmışım?
İnsan ilhamını nereden alıyor?
Hasretten mi mesela?
Bir kavuşma anında yaşanan ve tadı başka hiç bir şeyden alınamayan o duygudan mı?
Yoksa imkansız olan mıdır insanı şair eden?
Bazı şeylerin yerini hiçbir şey tutmuyor.
Yine de insan “o” bazı şeyler kendinde kalsın istiyor.
Kimse bilmesin, ileri geri konuşmasın.
Çünkü hayat böyle bir şey.
Türlü türlü oyunların içinde yormadan insana bir derin nefes aldırmıyor.
Hepimiz faniyiz.
Bu oyunların içinde hangimiz sürekli dik durabilecek kadar güçlüyüz?
Öğrendim, ben değilim.
Üstelik bitmediğini öğrenecek kadar yaşadım.
Ne sen ne de ben vakıfız başımıza gelecek bir sonraki hikayeye.
İnandım alın yazısına.
Hayatın, sadece senden sonra geleceklerin sonunu bileceği bir oyun.
Ya tadını çıkar ya da endişelen dur içinde sana biçilen rolü oynarken.
Bir de, ben seni çoktan unuturdum, inan çoktan!
Ahh bu şarkıların gözü kör olsun!
Düğüm
Sen ve ben ne demektik?
Hatırlat, unuttum ben demek ki!
Başka tanrılara taparsak
Bir cehennem olmazdı hani?
Kapkaranlık bir hece içinde
Elimde gümüş mermiyle peşinde
Gökyüzü yerine gözlerime baksan
Olmaz mı bu gece?
Düğüm olduk çözülemiyoruz
Bulduk ya bırakamıyoruz
Sorduk bi cevap alamıyoruz
Ben gördüm kıyamet kopacaktı
Yine bile bile nefesimi tutacaktı
Elinde kulaklarıyla değil de
Kalbiyle dinleseydi bi kere beni
Bak hasta değil aç değil
Deli değil sağır değil kör değil uç değildim
Kendim gibiydim sadece
Düğüm olduk çözülemiyoruz
Bulduk ya bırakamıyoruz
Sorduk bi cevap alamıyoruz
Sözler: Eylül Çekirge
En derin sevgilerimle
Seda Çağlayan