Ölümlü dünyada birbirinin aynı geçen günlerin arasında, siyah beyaz bir filmden yavaş yavaş renkliye geçer gibi değişen duyguların tuzağında bulduk birbirimizi. Morfin almış gibi kapanan zihinler sonrasında, fark etmeden çıkılan yollarda. Kaybetmemek için direnerek bir yılı daha devirdik. Çünkü ne de olsa Nazım gibi şiirin kölesi olmuşuz ve
Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutma; aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak.”
Gündüz düşleri
Uzaklaşmak için atılan her adımda aslında bir adım daha yaklaşıp aradaki mesafeleri kapatarak yaşamak edindiğimiz en tuhaf tecrübe. Ve her şeyi bilerek, kesin yargılarla devam ettirdiğimiz hayat içinde aslında hiçbir şey bilmediğimizi fark edip gerçek üstü rüyaların en güzellerini gündüz gözüyle görerek sıradan fanilerden ayırdık kendimizi.
Uzun cümleler
Kimse birbirini dinlemiyorken, hayatlar 1 dakikalık videolardan, hastaglerden, online muhabbetlerden inşa edilmeye devam ederken ve biz inadına uzun uzun cümlelerle birbirimizi dinleyip, bir yandan da anlamaya çalışırken, hızla demode olan tüm ilişki biçimlerinin içinde takvimlere göre bir sene daha eskirken bile genç kaldık.
Özledik
Ve bugün bir kez daha başka şeyler yazmaya niyetlenmişken işte şimdi buradayım.
Canımın yongası, söyle nefesim!
Çok özlemedik mi sarılırken başımızı omuzlara, boyunlara gömmeyi?
Aşkın evveli muhabbettir
Ve belki ahiri de…
Ki ben seni, dünyalık sevmedim.
Mehmet Beyazbayrak
En derin sevgilerimle
Seda Çağlayan